üniversite kursu ankara






belli başlı deyimi


(1) ötekilerden üstün ve önemli, en önemli, örnek: Onun belli başlı işi, boş gezmekti sanki. (2) belirli, örnek: Çocuğun belli başlı bir işi yok. (3) başta gelen, başlıca, örnek: Bizim belli başlı sorunumuz buydu.









Son Sorgulanan Deyimler

Deyim

Anlamı

(1) ötekilerden üstün ve önemli, en önemli, örnek: Onun belli başlı işi, boş gezmekti sanki. (2) belirli, örnek: Çocuğun belli başlı bir işi yok. (3) başta gelen, başlıca, örnek: Bizim belli başlı sorunumuz buydu.

(1) hak etmediği iyi bir nitelikle tanınmış. örnek: Orasının yalnızca adı var, yemekleri iyi değil. (2) yalnızca düşte var olan, yaşamayan. örnek: Anka yok ki, ancak adı var.

onlardan çıkar sağladığı için, tekellerin, holdinglerin ya da siyasal erkin görüşlerini savunan, onları destekleyen basın. örnek: İktidarlar besleme basın yaratmaya çalışırdı.

çok sevinmek. örnek: Seni görünce dünyalar benim oldu doğrusu.

çok büyük bir iştahla, aşırı bir istekle. örnek: Çocuk sofraya aç kurt gibi saldırdı.

kendine bağlanmasını sağlamak, kendine âşık etmek.

bir şey için çok derin bir üzüntü duymak, bir şeyin acısını çok içinde duyumsamak. örnek: İşini yitirmenin acısı yüreğine çökmüştü.

(insan için) çok sağır.

herkesi değersiz görmek.

(1) (biriyle) aralarmda çok eskilere uzanan bir ilişki, dostluk, arkadaşlık bulunmak. (2) (biriyle) eskiden, aralarında kırgınlığa varan bir olay yaşanmış olmak. (3) (bir olayın, bir durumun) daha önce geçmiş bir evresi bulunmak.

 Bir şeyi tamamiyle bitirip yok etmek, harcayıp tüketmek, telef edip bir şey bırakmamak.

birini yaralamak ya da öldürmek.

Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2025

Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.
anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.